1635 yılıydı. Revan Seferi'nden zaferle dönen Osmanlı padişahı Sultan IV. Murad, yolu Bursa’ya düştüğünde, atalarından Yıldırım Bayezid Han’ın türbesini ziyaret etmeyi ihmal etmedi. Sessizliğe bürünen türbede, ağır adımlarla sandukanın başına geldi. Bir an durdu; gözleri sanki asırların ötesine baktı. Ardından bir öfke seliyle sandukaya sertçe tekme savurdu ve tarihe kazınan şu sözleri söyledi:
“Sen, Osmanoğlunun yüz karasısın! Padişah olmaya bile layık değilsin. Bir Tatara mağlup olup şanlı soyumuzun başını yere eğdin, yüzümüzü kara çıkardın!”
Bu acı ve sitem dolu cümlelerin ardından, sarsılmış bir sessizlik içinde türbeden çıktı ve ardında derin bir yankı bıraktı.
Bu olayın yaşanması, belki de padişahın sefer sonrası kapıldığı rehavet ve zaferin verdiği adrenalinin etkisiyle Osmanlı tarihinin en önemli ve tarihi şahsiyetlerinden biri olan Yıldırım Bayezid'in aldığı mağlubiyeti kendine yedirememiş olmasından kaynaklanmış ve bu iç hesaplaşmayı dışa vurmuş olabilir.
Bu olay, birçok tarihçi arasında tartışmaya sebep olsa da, birçok ünlü tarihçi tarafından kitaplarında yer edinmiştir. Bu olay, İlber Ortaylı hocanın yazdığı Türklerin Tarihi kitabında geçmektedir, Halil İnalcık hocanın yazdığı Osmanlı İmparatorluğu: Klasik Dönem 1300-1600 kitabında geçmektedir, Necati Demir hocanın Osmanlı Padişahları kitabında geçmektedir, Cemal Kafadar hocanın Osmanlı Toplumunda Değişim ve Devlet kitabında geçmektedir, Ahmet Yaramış hocanın Osmanlı Tarihi kitabında geçmektedir ve en önemlisi dönemin en önemli yazarlarından Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sinde de geçmektedir. Ancak, genel olarak bu kanı, olayın sadece bir söylenti olduğu yönündedir. Fakat, ateş olmayan yerden duman çıkmaz.