BU KONSER NASREDDİN HOCA’NIN RUHUNA YAKIŞTI MI?
Şenlikte; mizah ustaları sahne alır, akademik oturumlar yapılır, çocuklara yönelik eğitici etkinlikler düzenlenir. Yani sadece bir eğlence değil, geçmişle bağ kurma, gelenekleri hatırlatma ve yaşatma etkinliğidir bu.
Bu şenlik; Nasreddin Hoca’nın güldürerek düşündüren mirasını geleceğe aktarma sorumluluğudur.
İşte bu yüzden, Nasreddin Hoca Şenliği’ni herhangi bir konser organizasyonuyla, bir gençlik festivaliyle ya da yaz eğlencesiyle karıştırmak büyük bir hata olur. Bu şenlik; kökü mazide, sözü ise geleceğe uzanan bir kültürel değerdir.
Ancak 2025 yılı programında yer alan bir isim, bu özlemi, bu anlamı, bu ruhu ciddi şekilde tartışmaya açtı:
Blok3 (Hako).
Bu Tercihte Sıkıntı Ne?
Öncelikle şunun altını çizmek gerekir:
Blok3 dinlenebilir. Seveni konserine gider, destekler, beğenir. Müziği, tarzı, söylemi kendi kitlesine yöneliktir.
Bu mesele Hako’nun sahne alması değil, sahnenin neresi olduğudur.
Ve o sahne Nasreddin Hoca’nın adını taşıyorsa, orada artık mesele sadece “konser” olmaktan çıkar.
Çünkü o sahne, Anadolu’nun bilgece taşlamasının, hoşgörüsünün, ahlaki eleştirisinin simgesidir. O sahne, Nasreddin Hoca’nın "gülmeye düşündüren" mirasını temsil eder. O sahne, çocukların, ailelerin, büyüklerin bir arada bulunduğu bir değerler sahnesidir.
Hal böyleyken, şarkı sözlerinde milli ve manevi değerlere kafa tutan, açık argo, cinsellik, küfür ve gece hayatı ögeleri içeren bir şarkıcının (sanatçı diyemiyoruz diğer sanatçılara hakaret olur) o sahnede yer alması, yalnızca içerikle değil, şenliğin özüyle çelişmektedir.
Şunu da açıkça belirtelim:
Bu durum bir “zevk meselesi” değil, bir “organizasyon vizyonu” meselesidir.
Bu tercihin arkasında “kültürü tanıyan”, “şehrin hassasiyetlerini bilen” bir üst aklın olmaması ciddi bir eksikliktir.
Elbette belediyeler gençlere hitap eden etkinlikler yapabilir. Elbette çağın ruhunu yakalamak isterler. Ama hiçbir modernlik çabası, kültürel mirası örselememelidir. Hiçbir ‘genci çekelim’ telaşı, şehrin değerlerini göz ardı etmeye gerekçe olamaz. Blok 3 (Hako) şarkı sözlerinde kadını ya cinsel nesne olarak kodlar ya da direkt küfürle iç içe geçirir. Aynı zamanda sokak argosu ve şiddet diliyle örülmüş bir anlatı sunar. Bu sözlerin tümü, mizahın zekâyla kurulduğu Nasreddin Hoca geleneğiyle taban tabana zıttır.
Asıl Soru Şu:
Bu kişi Nasreddin Hoca Şenliği’ne, yani bir kültür – mizah – anma etkinliğine hangi akılla, hangi mantıkla, hangi gerekçeyle çağrıldı?
İşte problem tam da burada!
Nasreddin Hoca, kadınları nesneleştiren değil, zekâ ve ahlak üzerinden güldüren bir karakterdir.
Nasreddin Hoca, arabaya, paraya, Rolex’e övgüler düzen değil; “Ye kürküm ye” diyerek gösterişin kofluğunu tiye alan bir bilgedir.
Nasreddin Hoca, sahnede hakaret, küfür, cinsellik değil; “Parayı veren düdüğü çalar” gibi sözlerle toplumsal adaletsizlikleri mizahla anlatan bir halk felsefesidir.
Şimdi soruyoruz:
Bu kararlarda gerçekten Akşehir’in kültürel ruhu mu vardı, yoksa sosyal medya popülerliği mi esas alındı?
Bu kararlar alınırken “Nasreddin Hoca kimdir, ne anlatır?” diye mi düşünüldü, yoksa “kalabalık gelsin, genç eğlensin” mi planlandı?
Kimseye “bu müziği dinleme” demiyoruz, kimseye “konser isteme” demiyoruz.
Ama yerine, zamanına ve anlamına uygun seçimler yapılması şarttır.
Her müzik her sahnede çalınmaz. Her söz her kulakta yankılanmaz.
Sormak gerekir:
Burası Nasreddin Hoca’nın şehri mi, yoksa "kafalar güzel, manitalar akıyor" temalı bir gece kulübü mü?
Kim, neye dayanarak böyle bir şarkıcıyı bu etkinliğe uygun gördü?
Kültür, şenlik adı altında yozlaşmamalıdır. Mizah, argo demek değildir. Eğlence, seviyesizlikle karıştırılmamalıdır. Nasreddin Hoca'nın “ye kürküm ye”sinden bugüne bu kadar az mı şey öğrendik?
Belediye, halkın hassasiyetlerini, şehrin kültürel dokusunu, bu toprakların çocuklarının gözlerinin önünde sahnede neyin sergileneceğini dikkate almak zorundadır. Hele ki konu Nasreddin Hoca gibi evrensel bir Anadolu bilgesinin adına düzenlenen etkinliklerse, bu sorumluluk iki kat artar.
Şunu da belirtmek gerekir:
Belediye Başkanı, bildiğimiz kadarıyla bu konularda oldukça hassas bir isimdir. Kültür ve tarih mirasına sahip çıkma konusunda özenlidir. Nasreddin Hoca'nın şehri olan Akşehir’in ruhuna ve bu mirasın simgesel anlamına her zaman değer vermiştir. Kadınlara yönelik hassasiyetini ve toplumsal duyarlılığını bugüne kadar birçok kez göstermiştir.
Bu nedenle, Nasreddin Hoca’ya yakışmayacak içeriklere sahip bir ismin bu şenliğe eklenmiş olmasını, ya bir bilgi eksikliğine ya da program sürecinde oluşan bir iletişim hatasına bağlamak gerekir.
Ancak şuna eminiz: Başkan, durumu değerlendirdiğinde gerekeni yapacak ve bir daha Nasreddin Hoca ve Akşehir’in değerleriyle örtüşmeyen hiçbir içeriğe bu şenliklerde bir daha yer vermeyecektir. Kültürel yozlaşmaya göz yummak değil, karşısında durmak yerel yönetimin asli görevidir.
Haber Poligon’un notu:
Biz bu şehirde doğduk. Bu toprakların anlamını da, değerini de, taşının toprağının nereye bastığını da biliriz. Bu mesele, bir müzik türüne karşı olmak değil; Nasreddin Hoca'nın adının rastgele tercihlerin gölgesinde harcanmasına duyulan bir rahatsızlıktır.
Blok 3 dinlenebilir, sevilir, karışmayız ama Nasreddin Hoca Şenliği’nin sahnesine çıkarılması, bizce bir organizasyon kazasıdır.
Mesele rap değil, mesele yer. Mesele vizyon.