Her milletin bir dönüm noktası vardır; Türk milletinin son yüzyıllardaki dönüm noktası da şüphesiz Atatürk’tür.
Ama bir gün gelir, o dönüm noktası son bulur; takvimlerin yaprakları dökülür, aynı ağaç yaprakları gibi.
Bütün dünyaya, emperyalist güçlerin aslında yenilebilir olduğunu göstermişti. Hint Özgürlük Hareketi lideri Gandhi’nin bir sözü vardır:
“Mustafa Kemal İngilizleri yenene kadar Tanrı’yı da İngiliz zannederdim.”
Bu söz aslında bize çok şey öğretir; dünyaya her milletin kendi kaderini çizebileceğini göstermiştir.
Savaşın, mecburi olmadıkça bir cinayet olduğunu göstermiş; “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek bölgede barışı savunmuş ve barış için elinden gelen her şeyi yapacağını da dile getirmiştir.
Çünkü Atatürk yalnızca bize yol gösterici olmamış, birçok ülkeye, millete ve hatta siyasi harekete de ilham kaynağı olmuştur. İran’da, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da ve dahi bütün Ortadoğu’da, bütün bölgedeki ülkelere örnek olmuştur.
Bizim ülkemiz, böyle yüce bir liderin kurduğu bir ülkedir. Onun gibi bir liderimiz olduğu için, bizi emperyalist ülkelerin elinde bırakıp gitmediği için, şükranlarımızı ve şu anki hayatlarımızı şüphesiz ona borçluyuz.
Atamız öldüğünde, İtalyan radyosunda şu sözlerle ölüm haberi verilmişti:
“Napolyon, ayağa kalk! Sezar, ayağa kalk! Çünkü sizin büyüklüğünüzde bir benzeriniz, Mustafa Kemal Atatürk öldü.”
Rodos’ta asker tutarak Akdeniz kıyılarımızı tehdit eden İtalya’ya nota vermiş biriydi Atamız.
Ve buna rağmen, tüm düşmanları tarafından saygıyla anıldı.
Almanya’da, İngiltere’de, Belçika’da, Hollanda’da, Sovyetler Birliği’nde, Fransa’da, İtalya’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bile bayraklar yarıya indirilerek Atatürk’ün ölümünde matem tutuldu.
Ünlü İngiliz Başbakanı Winston Churchill’in Atamız hakkında söylediği sözler, onun siyasi zekâsını da gösteriyor bizlere:
“Atatürk, milletini esir olmaktan kurtarmış ve onu çağdaş dünyanın saygın bir üyesi yapmıştır.”
Ve yine şöyle demiştir:
“Savaşta mağlup ettiğimiz bir milleti, barışta da ayağa kaldıran bir dehaydı. Atatürk yalnız Türk milletinin değil, bütün dünyanın hayranlığını kazanmıştır.”
Bu sözleriyle, Çanakkale Savaşı’nda düşmanı olduğu Atamıza duyduğu saygıyı göstermiştir.
Bütün dünyanın saygıyla dizlerinin üzerine çöküp andığı biridir Atamız.
Bize savaşmak için savaşmayı değil, kendimiz için savaşmayı öğretti.
Savaşın ne kadar vahşet verici olduğunu gösterdi bizlere.
Atamızın bize gösterdiği yolda ilerleyeceğiz.
Çocukluğumuzda içtiğimiz andlar unutulmadı, unutulmayacak.
Biz onları zorla okuyanlar değiliz; o and, Atamız için verdiğimiz sözdür bizim için.
Biz, Büyük Türk Milleti uğruna ve Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk uğruna feda olmaya hazır gençleriz.
10 Kasım, bizim matemimizdir; bizim için bir dönüm noktasıdır.
Atamız, “Bir kurtarıcı beklemeyin; kendiniz kurtarıcı olun.” derken, bize aslında bu ülkeyi bizim kurtaracağımızı anlatmak istemiştir.
10 Kasım 1938 tarihinde, bütün dünyanın saygıyla andığı Atamız, aramızdan bedenen ayrılmıştır.
Ancak ruhen hâlâ yanımızdadır; her Türk evladının içindedir, ruhundadır.
Hepimiz onun açtığı yolda, gösterdiği hedefe doğru ilerleyeceğiz.
