Saynur OKUMUŞ
Köşe Yazarı
Saynur OKUMUŞ
 

Sessizliğin Eşiğinde

Büyük şehir insanı, adımlarının hızına alışmış bir koşucu gibidir. Gürültü, kalabalık, bitmeyen telaş... Bunların hepsi ruhu yorar ama aynı zamanda garip bir konfor alanı yaratır. Çünkü koşturmanın içinde insan, kendi sesini duymaktan kurtulur. Yalnızlık bile kalabalığın içinde çözülür; kimse kimseyi bilmez ama herkes birbirine karışır. Bu karmaşanın içinde insan, kendini sürekli bir devinimin parçası sanarak yaşamın asıl çukur ve tümseklerini görmezden gelir. Derken bir gün hayat seni küçük bir yere getirir. Sokaklar tanıdık, yüzler daha tanıdıktır; zaman ağır ağır yürür. İlk bakışta huzur gibi görünen sakinlik, içinde yıllardır susturduğun sesleri duyulur hâle getirir. Büyük şehrin telaşıyla ördüğün kabuk, küçük şehrin dinginliğinde çatlamaya başlar. Gürültü yoktur ama sessizlik konuşur; üstelik insanın en çok kaçtığı dilden konuşur: içinden. Küçük yer çoğu zaman bir sığınak gibi görünse de, aslında en derin yüzleşmelerin kapısını aralar. Çünkü burada kalabalığa karışıp kaybolamazsın; her adımın duyulur, her bakış üzerinde kalır. Kendini saklamanın yolları azalır, geriye sadece özün kalır. Büyük şehir seni sürükler; küçük şehir seni durdurur. Biri seni büyütür, diğeri seni tamamlar. Her ikisi de öğretmendir ama dersleri bambaşkadır. Ve gün gelir anlıyorsun: Gürültü seni hayattan uzaklaştırırken, sessizlik seni kendine yaklaştırır. Büyük yerde kaybolmak kolaydır; küçük yerde kendini bulmak zor… ama kıymetlidir. Çünkü insan, yalnızca kalabalığın içinde değil, sessizliğin ortasında da kim olduğunu yeniden düşünür. Küçük şehir, ruhunun kırık yerlerine ışık düşürür; büyük şehirde hızla geçtiğin sokakların yerine burada kendi iç sokaklarında dolaşmaya başlarsın. Sonunda şunu fark edersin: Mekân değişir, ritim değişir, yüzler değişir… fakat insanın kendine doğru yaptığı yolculuk her yerde aynı ciddiyetle devam eder. Ve belki de küçük yerin en büyük armağanı, seni yeniden sana gösterir.
Ekleme Tarihi: 15 Aralık 2025 -Pazartesi
Saynur OKUMUŞ

Sessizliğin Eşiğinde

Büyük şehir insanı, adımlarının hızına alışmış bir koşucu gibidir. Gürültü, kalabalık, bitmeyen telaş... Bunların hepsi ruhu yorar ama aynı zamanda garip bir konfor alanı yaratır. Çünkü koşturmanın içinde insan, kendi sesini duymaktan kurtulur. Yalnızlık bile kalabalığın içinde çözülür; kimse kimseyi bilmez ama herkes birbirine karışır. Bu karmaşanın içinde insan, kendini sürekli bir devinimin parçası sanarak yaşamın asıl çukur ve tümseklerini görmezden gelir.

Derken bir gün hayat seni küçük bir yere getirir.
Sokaklar tanıdık, yüzler daha tanıdıktır; zaman ağır ağır yürür. İlk bakışta huzur gibi görünen sakinlik, içinde yıllardır susturduğun sesleri duyulur hâle getirir. Büyük şehrin telaşıyla ördüğün kabuk, küçük şehrin dinginliğinde çatlamaya başlar. Gürültü yoktur ama sessizlik konuşur; üstelik insanın en çok kaçtığı dilden konuşur: içinden.

Küçük yer çoğu zaman bir sığınak gibi görünse de, aslında en derin yüzleşmelerin kapısını aralar. Çünkü burada kalabalığa karışıp kaybolamazsın; her adımın duyulur, her bakış üzerinde kalır. Kendini saklamanın yolları azalır, geriye sadece özün kalır. Büyük şehir seni sürükler; küçük şehir seni durdurur. Biri seni büyütür, diğeri seni tamamlar. Her ikisi de öğretmendir ama dersleri bambaşkadır.

Ve gün gelir anlıyorsun:
Gürültü seni hayattan uzaklaştırırken, sessizlik seni kendine yaklaştırır. Büyük yerde kaybolmak kolaydır; küçük yerde kendini bulmak zor… ama kıymetlidir. Çünkü insan, yalnızca kalabalığın içinde değil, sessizliğin ortasında da kim olduğunu yeniden düşünür. Küçük şehir, ruhunun kırık yerlerine ışık düşürür; büyük şehirde hızla geçtiğin sokakların yerine burada kendi iç sokaklarında dolaşmaya başlarsın.

Sonunda şunu fark edersin:
Mekân değişir, ritim değişir, yüzler değişir… fakat insanın kendine doğru yaptığı yolculuk her yerde aynı ciddiyetle devam eder. Ve belki de küçük yerin en büyük armağanı, seni yeniden sana gösterir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberpoligon.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat polyester çember juul iqos iluma
marsbahis Marsbahis Giriş marsbahis